Prawda a prawada... II (Turkish)
„Gerçek ve gerçek - II"
konu „Karvrama karşı kavram ve fikir..."
Merhamet, inayet, aşk tanrı-insan ilişkisine atfedilen kavramlardır ... Belki de bunlar "saf kavramlardır".
Bir insan Mutlak Akılda var ise, Mutlak bir akılda tahayyül ediliyorsa, o Anlayış Bilincinde mevcuttur. Bu durumda insan entelektüel, manevi bir varlıktır
İnsanın nasıl yaratıldığını ve her saniye "sanki" yaratıldığını (ufak diferansiyeller ve değişiklikler hariç) Tanrı'dan daha iyi bilen yoktur
Tanrı-insan ilişkisinde şefkat, merhamet, sevgi belli bir (bilimsel) sözleşmedir. Belki de "dünyasal gerçeklik" Anlayış Bilincinde bulunuyorsa, Tanrı'nın insana olan etkilerinden söz edilemez. Belki de Tanrı ile insan arasındaki duyguların mantıklı bir öncülü yoktur. Belki de Tanrı, "dünyasal gerçekliğe" araçsal olarak değil rutin olarak davranıyor.Tıpta, örneğin periyodik muayeneler sırasında temel ve rutin testler (her seferinde) ve gerekirse uzman tarafından (ek) testler yapılmaktadır. Belki de Tanrı’nın yaptığı tamamen zihinsel bir aktivitedir (iş) >"Firavun ile Köle…" Nisan 1990
Sadece "Anlayış Bilicinde"’ gerçekleştirdikleri için Tanrı'nın korkunç şeyler yaratma hakkı vardır, örneğin Verdun, Stalingrad, Dzikie Pola. -"Yaşlı Platon"- Haziran 1989. (Diğer örnekler cüzzam, kanser, AIDS). Belki de Tanrı iyidir - "Benim yolum sizin yolunuz değildir" ve "Bir ağacı meyvesinden tanıyacaksınız." ("Rab kıskanç bir Tanrı'dır") - Belki özel durumlarda, örneğin İsa Mesih durumunda, Rab daha çok dikkatli , entelektüel bir şekilde çalışır. Bir ilahiye göre, İsa'nın 4 bin yıl beklendiğini ifade edilmektedir. Mesih’in göge yükselişinden neredeyse 1970 dünya yılı geçti. Kısacası bu durum insanlık tarihi boyunca her zaman görülmüştür (Yahudi Takvimine göre). Eğer Rab için sonsuzluk sadece bir an ise (böyle bir olasılık vardır) ve her şeyi biliyor ise (kelimenin tam anlamıyla, Sonsuzluk ve Her şey ise) Tanrı kesinlikle "dünyada" ne olacağını çok önceden bilir. Tanrı’nın uğraşı tamamen varyantların (menderesler) birbirine bağlanmasıdır ve bu tamamen entelektüel bir çalışma - belki de duygulara yer yoktur.
Eğer bir insan, Kurosava'nın filminde olduğu gibi, "Benlik"te "gölgeler" gibi yansıtılan ve dönüştürülen bir fikirse (resimler, yansımalar), Tanrı, örneğin suçluluk duymadan bir insana istediğini yapabilir. "-Ve onun bir kalbi var mı? - "Tanrıya dair" - Mart 1982 ve belki gençliğin bir çığlığı olan "belki abartıyor ..." - ve soru işareti olmadan - ne kadar dayanabilirsin, ayakta kalabilirsin. Keşke soru işareti olsaydı.Bu makalenin ikinci bir başlığı de "Tanrı hakkında II" olabilirdi.
Papa Hazretlerin gördüğü gibi, bu metinde herhangi bir yeni buluş yok. („Tanrıya dair ..." -'82, „Yaşlı Platon..." -'89, „Firavun ile Köle..." - '90). Fakat bence yukarıdaki fikirleri kaleme alınması gerekiyordu.
Yazar: Poznań, 26 Şubat 1999
Andrzej Józef Jan
Tęczar.
Dodaj komentarz